SUTASAK Eğitimine Katılmaya Hak Kazanan Kursiyerlerin Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırmalarının Olumsuz Sonuçlandığından Bahisle Adaylık İşlemlerine Son Verilmesi İşleminin İptali Kararlarının Uygulanması Sorunu Hakkında

Milli Savunma Bakanlığı, dış kaynaktan muvazzaf subay alımı kapsamında yaptığı sınavlara katılan adaylardan sınavı kazananları güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutmakta, soruşturma ve araştırmaları olumlu sonuçlananları ise SUTASAK eğitimlerine kabul etmektedir.

2017 yılında yapılan SUTASAK sınavlarının ardından, Bakanlık, birçok kişiyi güvenlik soruşturmasının olumsuz neticelendiği gerekçesi ile Eğitime kabul etmemiştir. Güvenlik soruşturması olumsuz neticelenmek denildiği zaman akla ilkin FETÖ veya başkaca terör örgütleri ile ilişik gelmekteyse de, idarelerin gerekçe göstermekten kaçındıkları, takdir yetkilerini keyfi olarak kullandıkları durumlarda da güvenlik soruşturması sonucunun olumsuz neticelendiği gerekçesini sık sık görmekteyiz.

Bu sebeple açılan iptal davalarından iptal kararları çıkmışsa da (ilgilisine: bazıları ektedir. detayları ve daha çok karar için bize ulaşabilirsiniz.) bu sefer de idarelerin iptal kararlarını yerine getirmemesi bu yazının konusudur. Bakıldığında, idare hukuku ile ilgili en temel bilgilerden biri, iptal kararların geriye yürüdüğü, hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile tespit edilen işlemin hukuk aleminde hiç olmamış gibi hüküm ve sonuç doğurması gereğidir.

İdare hukukçularının hep sinirli oldukları söylenir ancak bunu üniversitede ve sonrasında yüksek lisans idare hukuku derslerinde, sayın hocalarımın en çok “iptal kararlarının uygulanmaması” konusunu anlatırken sinirlendiklerini düşünüyoruz. Zira bu konunun anlatılmasına duyulan gerek bir hukuk devletinde kabul edilebilir değildir.

Bir idari işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi halinde, söz konusu kararın, dava konusu işlemin tesis edilmesi sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağladığı idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.

İdareler, iptal kararlarının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler tesis etmek, iptal edilen idari işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırmak (idari işlemin hiç tesis edilmemiş sayılması ilkesinin gereği olarak), önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla, bu kapsamda idareler, iptal edilen işlem nedeniyle ilgilisinin mahrum kaldığı bütün haklarının verilmesiyle yükümlüdürler.

Somut olaya bakıldığında, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bahane gösterilerek SUTASAK eğitimlerine kabul edilmeyen kursiyerlerin idari işlemin sebep unsurunun hukuka aykırı olması gerekçesi ile açtıkları iptal davalarında çıkan iptal kararlarını idarelerin nasıl uygulaması beklenir? Bizce, (ve ekte sunacağım kararlar uyarınca da), hukuka aykırı işlem hiç doğmamış olsa idi bu kişilerin 2017 yılı SUTASAK eğitimine katılacağı var sayılacaksa, bu kişilerin nasıplarının, kıdemlerinin, eğitim başlangıç ve bitiş tarihlerinin 2017 döneminden itibaren işletilmesi gerekir. Elimizdeki iptal kararı ile birlikte idareye yaptığımız başvurumuzun zımnen reddedildiği gerçeğini bir kenara bırakacak olursak, Anayasa’nın 2’inci maddesinde bahsedilen bir hukuk devletinde idarenin bu şekilde davranması gerekirdi. Ancak idare mahkemesi kararını yerine getirmelerine ilişkin talebimizi ilettiğimiz başvuru, yanıtsız bırakılarak zımnen reddolundu. Yani, idare, mahkemenin verdiği 10’dan fazla kişinin kararına rağmen bu kişilerin nasıplarını/kıdemlerini düzeltmedi. Hangi gerekçe ile?

İdare savunmasında genel olarak aynı gerekçeye dayanmaktadır; Davacının mahkeme kararı gereğince, SUTASAK eğitimine kaldığı yerden devam ettiği, astsubaylık statüsüne değil öğrencilik statüsüne ara vermek zorunda kaldığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunarak nasıp düzeltmeyi ve sair talepleri reddetmiştir.

Ankara 23. İdare Mahkemesi, Olayda; davacının adaylığının sona erdirilmesine ilişkin işlemin Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’nin 26/09/2019 tarih E:2019/2798 ve K:2019/2363 sayılı kararı ile kaldırılarak, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, davacının adaylık işlemlerinin sona erdirilmesine ilişkin işlem hukuk aleminde hiç tesis edilmemiş gibi bütün sonuçları ile ortadan kalkmış olduğundan, bu işlemin yarattığı tüm hak kayıplarının giderilmesini teminen davacının nasbının emsali personelde olduğu gibi ilk subaylığa başlaması gerektiği tarihine göre düzeltilmesi yukarıda belirtilen anayasa ve yasa hükümlerine göre zorunludur.
Bu durumda, davacının adaylığın sona erdirilmesi işleminin iptali üzerine, buna bağlı derece ve kıdeminin hesaplanması, teğmen rütbesine nasbında baz alınan tarihin, adaylığın sona erdirilmesine ilişkin işlem hukuk aleminde yokmuş gibi değerlendirilerek 2017 yılı temin faaliyeti kapsamında teğmen naspedilen diğer personeller dikkate alınarak derece ve kıdeminin hesap edilerek işlem tesis edilmesi gerekirken, davacının subaylık statüsüne değil, öğrencilik statüsüne ara vermek zorunda kaldığı bu nedenle okuldan çıkarma işleminin iptali kararının hukuki etki ve sonucunu “nasıp” alanında doğurmadığından bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Nitekim, Ankara Bölge idare Mahkemesi 4. idari Dava Dairesinin 02.06.2022 tarihli ve E:2022/1140, K:2022/1315 sayılı kararı da bu doğrultudadır.” şeklinde karar vermiştir.

İdare, aynı konuya ilişkin bir başka kişinin başvurusunda yukarıdaki savunması ile benzer şekilde; Nasıp düzeltilmesi gereken hallerin ve konuların kanun koyucu tarafından tahdidi olarak belirtildiği, bu kapsamda askeri öğrencilik içerisinde geçen bir sürenin subay statüsünde geçmiş gibi kabulüne olanak bulunmadığı, iptal kararına nasıp düzeltme sebepleri arasında yer verilmediği ileri sürülerek dava konusu işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

T.C. Ankara 9. İdare Mahkemesi kararında.”…Bu durumda, davacının adaylığın sona erdirilmesi işleminin iptali üzerine, buna bağlı derece ve kıdeminin hesaplanması, teğmen rütbesine nasbında baz alınan tarihin, adaylığın sona erdirilmesine ilişkin işlem hukuk aleminde yokmuş gibi değerlendirilerek 2017 yılı temin faaliyeti kapsamında teğmen naspedilen diğer personeller dikkate alınarak derece ve kıdeminin hesap edilerek işlem tesis edilmesi gerekirken, davacının subaylık statüsüne değil, öğrencilik statüsüne ara vermek zorunda kaldığı bu nedenle okuldan çıkarma işleminin iptali kararının hukuki etki ve sonucunu “nasıp” alanında doğurmadığından bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Nitekim İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi’nin 27/09/2021 tarih E:2021/463,K:2021/1186 sayılı kararı da bu yöndedir.” şeklinde karar verilmiş olup işlemin İPTALİNE karar verilmiştir.” şeklinde karar vermiştir.

Bulduğum diğer bazı kararları ise ekte sunuyorum.

Devamı ve detayı için ulaşabilirsiniz. Saygılarımla.

Av. Kübra Bulut Türkoğlu.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir